4 Ekim 2011 Salı

ZİRAİ KAZANÇLAR Gelir Vergisi Kanunu’nun 52


ZİRAİ KAZANÇLAR

            Gelir Vergisi Kanunu’nun 52’nci maddesinin birinci fıkrasında zirai kazanç; zirai faaliyetten doğan kazanç olarak tanımlanmış ve izleyen ikinci fıkra hükmünde ise zirai faaliyet;       “ Arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin üretilmesini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını” ifade ettiği belirtilmiştir.
            Yukarıda yazılı faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme, bu işletmeleri işleten gerçek kişilere (Adi şirketler dahil) vergiye tabi olsun veya olmasınlar çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan maddelere de mahsul denir.
            Diğer taraftan aynı maddede, kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmayacaklarına ve zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket karından aldıkları payların şahsi ticari kazanç olduğuna hükmolunmuştur.
            Mahsullerin değerlendirilmeleri amacıyla ve zirai üretime yönelik olarak işlenmesi de zirai faaliyete girer. Ancak, bu işlem, aynı teşebbüsün bir parçasını oluşturan bir işletmede vukua geliyorsa, bu işlemin zirai faaliyet sayılabilmesi için işletmenin sınai bir müessese çapında ve hacminde olmaması ve faaliyetinin sadece teşebbüste üretilen zırai mahsullere yönelik olması şarttır.
            Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet kapsamında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerine yönelik açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu işle sınırlı olmak koşuluyla dükkan ve mağaza sayılmaz.
            Zirai kazançların vergilendirilmesinde temel prensip, çiftçilerin elde ettiği zirai kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilmesidir. Bunun yanı sıra  Gelir Vergisi Kanunu’nun 53’üncü maddesi belirli şartlar dahilinde çiftçilerin gerçek usulde vergilendirilmesini kabul etmiştir.
ÖRNEK
            Pamuk üreteme yapan çiftçi A’ya ait teknenin balıkçı C’ye zirai faaliyette kullanılması karşılığı elde edilen gelir zirai kazanç değildir. Çükü çiftçi A’nın esas zirai faaliyet konusu pamuk istihsali olup, işletmesine dahil ettiği teknenin pamuk istihsali ile bir ilgisi yoktur.

Buna göre çiftçilerden;
1-Ziraat gruplarına göre belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar,
(G.V.K madde 54’de işletme büyüklüğü ölçüleri belirtilmiştir.)
-Arazi üzerinde yapılan zirai faaliyetlerde arazi yüzölçümü, ağaç sayısı ve hayvan sayısı gibi fiziki ölçüler kullanılmıştır.
            -Arazi üzerinde yapılmayan zirai faaliyetler ile kara ve su avcılığında ise metrekare, tene boyu, kovan sayısı ve kutu sayısı gibi değişik ölçüler kullanılmıştır.


2- Bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca sahip olanlar,
Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan 24.01.2001. tarih 2001/1 sıra nolu Gelir Vergisi İç Genelgesinde de, yukarıda sıralanan şartlardan “ bu mahiyetteki bir motorlu araç” ifadesinden zirai faaliyette kullanılan kamyon, otobüs, uçak vb. araçların anlaşılması gerekmektedir.
    Dolayısıyla özel ihtiyaçlar için kullanılmaya elverişli olmayan otobüs, kamyon uçak vb. gayri ticari araç sahibi olan çiftçilerin bu araçları kendi zirai işletmelerinde kullanmaları halinde zirai kazançlarının biçerdöver sahibi olan çiftçilerde olduğu gibi gerçek usulde tespit edilmesi gerekmektedir.
    3-On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olanlar (Traktörün kendi işinde kullanılması şartıyla söz konusu şart 2007 yılı sonuna kadar dikkate alınmaz.) (G.V.K. Geç. Mad. 45/2),
    4-Ziraat gruplarının birkaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyüklüklerinde bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşanlar,
          5-Kendi işletmesi ve dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde, kendi işletmesinin ve ortaklıklardaki paylarının toplamı belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar,
           6-Kendi isteğiyle gerçek usulde vergilendirilmek isteyenler.
gerçek usulde vergilendirilecektir. Bu şartları taşımayanlar ise hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceklerdir. Gerçek usulde vergilendirilecek olan çiftçiler kazançlarını zirai işletme veya bilanço esasına göre tespiti hususunda seçimlik hakka sahiptirler.
Buna karşılık zirai faaliyette doğrudan doğruya katılmaksızın yalnızca üründen pay alan arazi sahiplerini elde ettiği gelir unsuru gayrimenkul sermaye iradıdır.(G.V.K md.70)
Ayrıca çiftçiye ait olmakla beraber zirai işletmeye dahil olmayan biçerdöver veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletmesinden elde edilen gelirler ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilir.
Zirai faaliyetle iştigal eden kolektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket karından aldıkları paylar ticari kazanç, komandit şirketlerin komanditer ortakların aldıkları paylar ise menkul sermaye iradıdır.

ZİRAİ KAZANÇLARDA ELDE ETME
Zirai kazançlar ya sadece satış hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle ya da gerçek usulde vergilendirilecektir. Zirai kazançların elde edilmesinde bütün usullerde tahakkuk esası geçerlidir.
Zirai ürünler normal satış usulü dışında da el değiştirebilmektedir. Bu satış şekilleri Alivre satışlar ile emanet usulü satışlardır.
Alivre satış
Zirai ürünün tarlada iken yani idrak edilmeden toplanmadan çok önce satılmasıdır. Bu satış şeklinde ürününün teslimi beklemeksizin satış aktinin yapıldığı günde ürün bedeli tayin  ve tespit olunur. Alıcı tarafından ürün bedelinin bir kısmı veya tamamının ödemesi bile yapılabilir zirai ürün normal hasat veya devşirme zamanı alıcı tüccara teslim edilir. Bu durumda zirai kazançta elde etme zirai ürürün tüccara teslimi anında tekamül etmiş olmaktadır.

Emanet usulü satış
            Bu usulde zirai ürün alıcıya teslim edilmekte bu ürünün fiyatı ileri tarihte belirlenmektedir. Tüccar emanet olarak kabul ettiği malı teslim aldığı tarihten itibaren dilediği gibi tasarruf edebilme imkanına sahiptir. Bu usulde satış teslim tarihi itibariyle gerçekleşmektedir .bu durumda zirai ürününü teslim tarihi itibarıyla satış bedeli bu bedelin belli olmaması halinde ise emsal bedeli elde edilmiş gelir olacaktır.
ZİRAİ KAZANÇLARDA VERGİLEME REJİMİ  
                                    
               G.V.K.’nun 52/7 maddesinde, zirai işletme sahibi tüm gerçek kişi ya da adi ortaklık ortakları ÇİFTÇİ olarak tanımlanmıştır.
                         Tüm çiftçilerin kazançları,
1.Aşama: G.V.K. Md:94’e göre elde ettikleri hasılatları üzerinden tevkifat  yapılarak vergilendirilir.

  2.Aşama:    **  G.V.K.’nun 54’ncü maddesinde yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşmayan ve   53’ncü maddesindeki şartları taşımayan çiftçiler :
                                  - Gerçek usulde vergilendirilmezler.
                                  - yıllık beyanname vermezler,
                                  - G.V.K. 94’e göre yapılan tevkifat nihai vergileme olur.
                       **  G.V.K.’nun 54’ncü maddesinde yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan ve    53’ncü maddesindeki şartları taşıyan çiftçiler :
                                    - Gerçek usulde vergilendirilirler.
                                    - yıllık beyanname verme yükümlülükleri vardır.
                                    - zirai kazançları, G.V.K.’nun 55,56,57,58’nci maddeleri uyarınca, zirai işletme  hesabı esasına göre, çiftçi isterse bilanço esasına göre vergilendirilir.
                                    - Bu suretle hesaplanan vergi, 1.Aşamada G.V.K.94’e göre tevkif edilen                                      vergiden az ise, fark  mükellefe iade edilir.

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ ÖLÇÜLERİNE İLİŞKİN UYGULAMA ESESLARI
Zirai kazacın gerçek usulde tespitinde dikkate alınacak işletme büyüklüğü ölçülerine ilişkin uygulama esasları 219 nolu Gelir Vergisi Tebliğinde açıklanmış olup, söz konusu  açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.
Aile işletmeleri
Aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve velayet altındaki çocuklara ait işletmelerde işletme büyüklüğü ölçüleri toplu olarak dikkate alınmalıdır.
Ortaklık Halindeki İşletmeler
Ortaklık halindeki işletmelerde, işletme büyüklüğü ölçütleri. Toplu olarak dikkate alınmalıdır. Ortalıklarda ortaklığın birden fazla işletmeye taalluk etmesi veya işletmelerin ayrı ayrı mahallerde bulunması durumu değiştirmeyecektir.

Tek İşletme

Gelir Vergisi Kanunu’nun 52. maddesinde yazılı tek işletmelerde işletme birden fazla ortaklıklara ait olsa bile bu ortaklıklara ait işletme büyüklüğü toplanmak suretiyle dikkate alınacaktır.

52. maddenin son fıkrasında tek işletme, “Bir çiftçiye veya ortaklığa ait olup, aynı köy sınırları içinde veya birbirine bitişik arazi üzerinde bulunan yahut istihsal şartlarına göre birbirine bağlılık ve beraberlik arz eden işletmeler şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda bir çiftçinin aynı köy sınırları içinde veya aynı köy sınırları içinde olmakla beraber birbirine bitişik bulunan arazisinin bir kısmının kendisi tarafından, diğer kısmının bir veya birden fazla ortaklık şeklinde işletilmesi halinde bunlar tek işletme sayılacaktır.

Birden Fazla Zirai İşletmede Ortaklık

Birden fazla zirai işletmede ayrı ayrı şahıslarla ortaklığı bulunanların işletme büyüklüğü ölçülerinin tespitinde ortaklık payları toplamı esas alınacaktır. Buna göre, ortaklık payları toplamı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan ortaklar gerçek usulde, aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilecektir.

Ayrı Gruplara Giren Zirai Faaliyetin Bir Arada Yapılması

54. maddede yazılı ziraat gruplarının birkaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyüklükleri, bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşması halinde çiftçilerin zirai kazançları gerçek usulde vergilendirilecektir.

Şahsi İşletme ile Birlikte Başka Bir İşletmede Ortaklık

Gerek şahsi işletmesi gerekse dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde kendisine ait işletmenin ve ortaklıklardaki payların toplamı 54. maddede belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşan çiftçiler, gerçek usulde vergilendirilecektir. Payları toplamı, ölçüleri aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilecektir.

Ortaklıklarda Defter Tutulması ve Kazancın Belirlenmesi

Ortaklıkların veya ortakların belirlenen işletme büyüklüğü ölçülerini aşması durumunda, ortaklığın kazancı defter tutulmak suretiyle belirlenecektir. Bu durumda, ortaklığın gerçek usulde vergilendirilecek ortağı beyanname vermek suretiyle kazancını beyan edecek, ortaklığa yapılan ödemelerden kesilen vergiden payına isabet eden kısmını hesaplanan gelir vergisinden mahsup edecektir. Gerçek usulde vergilendirilmeyecek olan ortak ise beyanname vermeyecek, ortaklığa yapılan ödemelerden kesilen vergiden payına isabet eden kısım bunların nihai vergisi olacaktır.

TEVKİF SURETİYLE VERGİLEME

Gerçek usulde vergileme şartlarını taşımayan çiftçiler yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyecekler ve satış hasılatları üzerinden yapılan tevkifat bunların nihai vergileri olacaktır.

Tevkif suretiyle vergilendirilen çiftçiler defter tutmayacaktır. Ancak bu çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.

Zirai faaliyet kapsamında teslim edilen ürünlerin bedelleri ile zirai faaliyet kapsamında yapılan hizmetler üzerinden yapılacak vergi kesintisi G.V.K.’nın 94’üncü maddesinin 11 numaralı bendinde aşağıdaki düzenlenmiştir. (Söz konusu bendin a, b ve c alt bentleri uyarınca yapılacak stopaj oranları son olarak 95/7137 sayılı BKK ile 01.08.1995 tarihinden geçerli olmak üzere, d alt bendi uyarınca yapılacak stopaj oranı ise 2001/2839 sayılı BKK ile 10.07.2001 tarihinden geçerli olmak üzere belirlenmiştir.)

a- Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için,
i-Ticaret borsalarına tescil ettirilerek satın alınanlar için (%1)
ii-(i) alt bendi dışında kalanlar için (%2)
b- Diğer zirai mahsuller için,
i-Ticaret borsalarına tescil ettirilerek satın alınan zirai mahsuller için (%2)
ii-(i) alt bendi dışında kalanlar için (%4)
c- Zirai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetlerden,
i-Orman İdaresine veya orman idaresine taahhütte bulunan kurumlara yapılan ormanların ağaçlandırılması, bakımı, kesimi, ürünlerin toplanması ve benzeri hizmetler için (%2)
d- (4697 sayılı Kanunun 8’inci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 10.07.2001) Çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri için (%0)

94’üncü maddenin 11 numaralı bendiyle hükme bağlanan stopajın yapılabilmesi için zirai mahsulü satanın çiftçi diğer bir ifade ile üretici olması ve hizmetin zirai faaliyet çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Burada mahsulü satan çiftçinin gelir vergisinden muaf olması veya vergiye tabi tutulması durumu değiştirmemektedir. Ancak zirai mahsullerin ticari kazanç sahipleri veya kurumlar tarafından satılması halinde bu bent uyarınca her hangi bir stopaj yapılması söz konusu değildir. Yaş meyve ve sebze komisyonculuğu yapanlar ticari faaliyette bulundukları için çiftçilerden satın aldıkları zirai bedel üzerinden stopaj yapmaları gerekmektedir. Ancak bu ürünlerin komisyoncular tarafından ticari faaliyette bulunan diğer mükelleflere satılması halinde stopaj yapılmayacaktır. Zirai faaliyet kapsamında yapılması gereken tevkifat konusunda 242 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde açıklamalara yer verilmiştir.

Öte yandan Vergi Usul Kanunu’nun 11’inci maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetki uyarınca zirai ürünlerin alım satımına aracılık eden bazı kurum ve kuruluşların müteselsil sorumluluk esasları çerçevesinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre stopaj yapmaları gerekmektedir. Bu konuda ayrıntılı açıklamalar 164 ve 185 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğleri ile yapılmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 11 numaralı bendine 4697 sayılı Kanun’un 8’inci maddesi ile eklenen (d) alt bendi ile; çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması benimsenmiş, ancak 2001/2839 sayılı BKK ile 10.07.2001 tarihinden geçerli olmak üzere kesinti oranı sıfır olarak belirlenmiştir.

YARIŞ ATI YETİŞTİRİCİ VE SAHİPLERİNİ VERGİLENDİRİLMESİ

Yarış atı yetiştirici ve sahiplerine yapılan ödemelerden (teşvik primi ve ikramiye gibi ödemeler dahil) GVK’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 11 numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. İşletme büyüklüğü ölçüsünü aşmayan çiftçilere yapılan bu tür ödemelerden kesilen vergi bunların nihai vergisi olacaktır.

ZİRAİ KAZANÇLARDA İSTİSNALAR

_YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI

Zirai kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden çiftçiler, yatırım yapmışlarsa ve yatırım indirimi ile ilgili şartları haiz iseler zirai kazançlarından faydalanacakları yatırım indirimi miktarını düşebilmektedir.

_ARIZİ NAKLİYE ÜCRETLERİ

Gelir Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinin beş numaralı bendine göre “Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler” gelir vergisinden muaftır.

_TEŞVİK İKRAMİYESİ

Gelir Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinin birinci bendine göre tarımı ve hayvan yetiştirilmesini teşvik maksadıyla verilen ikramiye ve mükafatlar vergiden istisna edilmiştir. Örneğin en iyi tarım mahsullerini, en iyi hayvan ırklarını yetiştiren kişilere verilen ödüller hep bu bağlamda değerlendirilmelidir.
                                                             
ZİRAİ İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE HASILAT

Zirai işletme hesabı esasına göre hasılat aşağıda yazılı unsurlardan oluşmaktadır.

1. Evvelki yıllardan devredilenler de dahil olmak üzere üretilen, satın alınan veya sair suretlerle elde edilen her türlü zirai mahsullerin satış bedelleri .

2. Ziraat makina ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılması karşılığında alınan bedeller;

3. Gider yazılan değerlerin satılması halinde bunların satış bedelleri;

4. Mahsullerin yetişmeden önce veya sonra hasara uğramalarından dolayı alınan sigorta tazminatları;

5. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai istihsalde kullanılan gayrimenkuller hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328' inci maddesine göre hesaplanan hasılat.





ZİRAİ İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE GİDERLER

Tediye edilen veya borçlanılan meblağları ihtiva eden giderler aşağıda yazılı unsurlardan terekküp eder.
1. İşletme ile ilgili olarak tohum, gübre, fide, yem, ilaç ve benzeri maddelerin tedariki için yapılan giderler;
2. Satılmak üzere satın alınan hayvanların, zirai mahsullerin ve diğer maddelerin bedelleri;
3. İşletmelerde çalıştırılanlara ücret, prim ve sair namlarla hizmet mukabili yapılan ödemeler;
4. İşçilerin iaşe, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri;
5. Zirai tesisat, makina, aletler ve taşıtların çalıştırılması ve bakımı için yapılan giderler (Yakıt, yağ, elektrik, yedek parça vesaire) ve tamir giderleri;
6. Vergi Usul Kanunu'na göre ayrılan amortismanlar;
7. Kira ve ücret mukabili üretimde kullanılan vasıtalar için yapılan ödemeler;
8. Zirai kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel giderler;
a) İşletme için alınan ve işletme için harcanan borç paraların faizleri;
b) İşletme ile ilgili olmak şartı ile ödenen ayni vergi, resim ve harçlar;
c) İşletme ile ilgili ve yapılan işin önemi ve genişliği ile uyumlu seyahat ve ikamet giderleri (Seyahat maksadının gerektiği süreyle sınırlı olmak üzere);
d) İşletme ile ilgili olarak ödenen kira bedelleri;
e) Genel mahiyetteki sair giderler;
9. İşletme ile ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar;
10. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai istihsalde kullanılan gayrimenkuller hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328'inci maddesine göre hesaplanan zararlar;
11. İşletmeye dahil olup, aynı zamanda zatî veya ailevî ihtiyaçlar için de kullanılan taşıtların amortismanlarının tamamı ile giderlerinin yarısı.
İşletmede istihsal edilip de tohum, yem ve sair suretlerle kullanılan zirai mahsullerin emsal bedelleri masraf yazılır. (Bu giderlerin sene sonunda bir kalemde yazılması caizdir.)
Gerçek usule geçen çiftçilerin(*) önceki yıllardan devreden ürünleri Vergi Usul Kanunu'nun 45'inci maddesinde belirtilen ortalama maliyet bedeli esasına göre değerlendirilerek gider yazılır.

HASILATTAN İNDİRİLMEYECEK GİDERLER

GVK’nun 41’nci maddesinde yazılı giderler hasılattan indirilemez. Ancak işletme sahibi, yani çiftçi ailesi ve çocuğu işletmede üretilen ürünlerden yararlanıp onları tüketebilirler. Bunları indirebilecektir. Fakat bu ürünler çiftçi ailesine gerekli bir mal ile değiştirilirse verilen ürün bedelinin hasılat yazılması zorunludur.



ZİRAİ KAZANCIN BİLANÇO ESASINA GÖRE TESPİTİ

Çiftçiler diledikleri takdirde işletme hesabı yerine bilanço esasına tabi tutulmalarını isteyebilirler.

Ancak çiftçilerin bilanço esasında defter tutmak istediklerini GVK’nun 59’uncu maddesi hükmüne göre, yazı ile vergi dairesine bildirmeleri gerekmektedir. Yazı ile yapılacak talep, müteakip vergilendirme dönemi başından, yeni işe başlayanlarda ise işe başlama tarihinden hüküm ifade edecektir. Bu suretle bilanço esasını kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemeyeceklerdir.

ZİRAİ KAZANÇLARIN BEYANI VE VERGİ ÖDEME ZAMANLARI

İşletme büyüklüğü ölçülerini veya yukarıda belirtilen sınırlamaları aşmayan çiftçiler hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilmekte ve beyanname vermemektedir. Bu çiftçilerin tevkif suretiyle ödedikleri vergiler nihai vergileri olmaktadır.

Gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler ise zirai işletme veya bilanço esaslarından birini seçerek bu esaslara göre zirai kazançlarını tespit etmektedirler. Ancak yatırım indirimi ve gider artırımı müesseselerinden yararlanabilmesi için kazancın bilanço esasına göre tespit edilmesi şarttır.

Gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler bir takvim yılında elde ettikleri gelirlerini faaliyetleri zararla sonuçlansa bile takvim yılını takip eden yılın Mart ayının 15 inci günü akşamına kadar (1-15 Mart) beyan etmek zorundadır.

Beyan olunan kazancın vergisi takip eden yılın Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenir. Ancak 250 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile zirai kazançları ile birlikte Gelir Vergisi Kanununun 2. maddesinde belirtilen diğer kaynaklardan elde ettikleri kazanç ve iratlarını bildirmiş bulunan çiftçilerden, toplam geliri içindeki zirai kazançları %75 ve daha yukarı nispette olanlar için ödeme zamanları Kasım ve Aralık ayları olarak belirlenmiştir. Bu durumdaki mükellefler gelir vergisi beyannamelerini yine en geç 15 Mart’ta verecek, ancak hesaplanan gelir vergilerini Kasım ve Aralık aylarında olmak üzere iki taksitte ödeyeceklerdir.

ÜCRETLER G.V.K.’nun 61

ÜCRETLER
G.V.K.’nun 61’nci maddesinde ücret; “işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler” olarak tanımlanmıştır.
Ücreti meydana getiren unsurlar;
-İşverene tabi olma,
-Belli bir işyerine bağlı olma,
-Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılmasıdır.
Devamında ise, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu Kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:
1-23’üncü maddenin 11 numaralı bendine göre istisna dışında kalan emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları;
2-Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmet karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler;
3-Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
4-Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
5-(3239 sayılı Kanunun 53’üncü maddesiyle değişen bent)(1.1.1986 tarihinden geçerli olmak üzere) Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
6-Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.
Ücretlerin vergilendirilmesinde esas olarak kaynakta tevkif usulü uygulanır. Çoğu kez, yapılan tevkifat nihai vergilemedir. G.V.K.’nun 86’ncı maddesine göre, tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler için, tutarı ne olursa olsun beyanname verilmeyecek veya diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi durumunda bu şekilde elde edilen ücret geliri verilen beyannameye  dahil edilmeyecektir.
Vergilendirme bakımından ücretler “gerçek usulde vergilendirilen ücretler” ve “diğer ücretler” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Diğer ücretlerin vergilendirilmesi karne esasına dayanmakta olup, Gelir Vergisi Kanununun 64’üncü maddesinde sayılan hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının ¼’ü olarak tespit edilmektedir.
Gerçek ücretlerin vergilendirilmesinde safi ücret tutarı vergiye tabi olup safi ücret, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla, sağlanan yararlar toplamından bazı indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır.Yukarıda belirtildiği üzere, gerçek ücretlerin vergilendirilmesi esas itibariyle tevkif suretiyle olmaktadır.Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler için, yıllık beyanname verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle tevkif suretiyle vergilendirilen ücretler için yapılan tevkifat bu ücretler için nihai vergi olmaktadır. 
Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi halinde ise, birden fazla işverenden tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş  ücret geliri elde eden bir kişinin, birden sonraki işverenlerden aldıkları ücretleri toplamı 2005 yılı için 15.000 YTL’sını (2006 yılı için 18.000 YTL) aşmıyorsa tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş tek işverenden ücret geliri elde eden kişilerin tabi olduğu usule tabi olarak beyan dışı kalacaktır. Tamamı tevkif suretiyle vergilendirilen ücret geliri sahiplerinin birden sonraki işverenden aldığı ücret tutarının 15.000 YTL’sını geçmesi  halinde ise elde edilen ücret gelirlerinin tamamı beyana konu edilecektir.

Örnek : Bayan (A), üç ayrı işverenden ücret geliri elde etmekte olup, ücretlerin tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunmaktadır.



Örnekte yer alan ve birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, 2’nci ve 3’ncü işverenden alınan ücretler toplamı (11.000 + 5.000 =) 16.000 YTL, 15.000 YTL beyan sınırını aştığı için 46.000 YTL ücret gelirinin tamamı beyan edilecektir.

TEVKİFATA TABİ OLMAYAN ÜCRETLER

Ücretlerin vergilendirilmesinde esas olarak, kaynakta tevkifat usulü uygulanmakla birlikte, eğer elde edilen ücret geliri, G.V.K.’nun 94’ncü maddesi gereğince vergi tevkifatı yapılmasına olanak bulunmayan bazı ücretlerden ise,  söz konusu ücret gelirinin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Burada, elde edilen ücret geliri tutarının bir önemi bulunmamakta, önemli olan ücretin kaynakta kesinti suretiyle vergilendirilmemiş olmasıdır.
Aldıkları ücretler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına olanak  bulunmayan  hizmet erbabı G.V.K.’nun 95’nci maddesinde sayılmıştır. Bunlar,
-Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı,
-Gelir Vergisi Kanunu’nun 16. maddesinde yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri,
-Maliye Bakanlığı’nca yıllık beyanname ile bildirilmesinde zaruret görülen ödemelerdir.
Söz konusu ücret sahipleri elde ettikleri ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorundadırlar.

GELİR VERGİSİNDEN İSTİSNA EDİLEN ÜCRETLER

1-Köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000’i aşmayan yerlerde faaliyet gösteren ve münhasıran el ile dokunan halı ve kilim imal eden işletmelerde çalışan işçilerin ücretleri;
2-Gelir Vergisinden muaf olanların veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri;
3-Toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri;
4-(4369 sayılı Kanunun 82/3-b maddesiyle 29.7.1998 tarihinden geçerli olmak üzere bent yürürlükten kaldırılmıştır.)
5-Köy muhtarları ile köylerin katip, korucu, imam, bekçi ve benzeri hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler ile çiftçi mallarını koruma bekçilerinin ücretleri;
6-Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.)(Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir.)
7-Sanat okulları ile bu mahiyetteki enstitülerde ceza ve ıslahevlerinde, darülacezelerin atelyelerinde çalışan öğrencilere hükümlü ve tutuklulara ve düşkünlere verilen ücretler;
8-Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin (2005/9826 sayılı Kararın 2’nci maddesiyle değişen tutar)1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 8,25 YTL’yi aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak verilendirilir.
9-Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler ile mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m2’yi aşmayan konutların hizmet erbabında mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Bu konutların 100m2’yi aşması halinde aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz);
10-Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri;
11-Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları (506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen aylıkların toplamı, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabu tutulur.)(Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklar dahil);
12-3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri.
13-Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları;


14-Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;
15-Yüz ve daha aşağı sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde bir, yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iki, amatör sporcu çalıştıranların, her yıl milli müsabakalara iştirak ettiklerinin belgelenmesi ve bu amatör sporculara ödenen ücretler, (Asgari ücretin iki katını aşmamak kaydıyla)    

  
DİĞER ÜCRETLER

Aşağıda yazılı hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'idir.

1. Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar;
2. Özel hizmetlerde çalışan şoförler;
3. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri;
4. Gayri menkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar;
5. Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması sebebiyle, Danıştay’ın olumlu görüşü ile Maliye Bakanlığı’nca bu kapsama alınanlar.

   Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bunlar beyannameye ithal edilmez.

ÜCRET GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

1-Vergilendirilmeyen Ücretler:
         a) Ücret ve Ücret Sayılan Gelirlerde  - İstisna - G.V.K Md:16,23-29, G.V.K. Geç.Md:64
           b) Ücret Geliri Elde Edenlerde  - Muafiyet - G.V.K. Md:15
2-Ücretlerin Gerçek Usulde Vergilendirilmesi :
           a) Tevkif Suretiyle Vergilendirilen Ücretler:
                  * G.V.K. Md:94/1: G.V.K Md:61 kapsamında tanımlanan ücret ve ücret sayılan ödemeler,
                  * G.V.K. Md: 23-29 istisna haddini aşan ücretler
                  * G.V.K. Geç.Md:64
            b) Yıllık Beyanname ile Beyanı Gereken Ücretler: (G.V.K. Md:86)
                   * Tevkif Suretiyle Vergilendirilmeyen Ücretler: Aldıkları ücretler üzerinden gelir vergisi
                        tevkifatı yapılmasına olanak bulunmayan ve G.V.K. Md:95’de sayılan hizmet erbabının 
                        ücretleri.
                   * Tevkif Suretiyle Vergilendirilmekle birlikte birden fazla işverenden alınan ve toplamı 

                      18.000.-YTL’sını (2006 yılı için) geçen ücretler

3-Diğer Usulde Vergilendirilen Ücretler:
               G.V.K. Md:64’de sayılan ücretler ( Beyanname verilmez. Diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi durumunda,  bu ücret gelirleri beyannameye ithal edilmez.)



GERÇEK ÜCRETLER


Ücretin Gayri Safi Tutarı: (G.V.K. Md:63-Mük.121)
                 Ücretin gayri safi tutarı,  hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Gayri safi tutarın belirlenmesinde;
    - Yabancı para ile alınan ücretler,  ödeme gününde geçerli kur ile değerlendirilir.
    - Ayın olarak ödenen ücretler, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre belirlenir.
    - Konut tedariki ve sair suretlerle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlendirilir.                 
Ücretin Safi Tutarı:
Ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) bazı indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır. Bu indirimler şunlardır;
-Emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri,
-Sosyal güvenlik ve destekleme primi,
-OYAK ve benzeri kamu kurumlarınca yapılan yasal kesintiler,
-Kişisel sigorta primleri,
-Bireysel emeklilik katkı payları,
-İşçi sendikalarına ödenen aidatlar,
-İşsizlik sigortası primleri,
-Eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamaları.(vergi indirimi)
-Sakatlık indirimi.
Vergi İndirimine Konu Harcamalar: Vergi indirimi, ücretlilerin kendilerine, eş ve çocuklarına ait eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının belirli bir kısmının vergi matrahından indirilmesi suretiyle uygulanacaktır. Söz konusu harcamaların Türkiye’de yapılması ve harcamaların gelir veya kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerden alınan belgelerle tevsik edilmesi şarttır.
Ücretliler, vergi indirimine konu olan harcamalarını gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden alacakları aşağıda yazılı belgeler ile tevsik edeceklerdir.
-Fatura,
-Serbest meslek makbuzu,
-Perakende satış fişi,
-Ödeme kaydedici cihazlara ait satış (yazar kasa) fişi.
Vergi İndirimine Ait Bildirim: Ücretliler, 1 Ocak-31 Aralık dönemine ait biriktirdikleri harcama belgelerini ertesi yılın Ocak ayının 20’nci günü akşamına kadar vergi indirimi bildirimine kaydederek işverenlerine vereceklerdir.
                 Dolayısıyla, ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlar ile sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan tutardır.
          - 657 Sayılı Kanun ile OYAK ve benzeri kamu kurumlarca yapılan kesintiler Emekli aidatı ve sosyal
            sigorta primler - Şahıs sigorta primleri - Sendika aidatları (G.V.K. Md:63)
          - Ücretlilerde vergi indirimi (G.V.K. Mük. Md:121)
          - Sakatlık İndirimi (G.V.K. Md:104 uyarınca, G.V.K. Md:31) ( 222 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği)

Özel İndirim ve Sakatlık İndirimi:

4842 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere özel indirim uygulaması kaldırılmıştır.Dolayısıyla 01.01.2004 tarihinden itibaren elde edilecek ücret gelirlerine özel indirim uygulanmayacaktır.
Öte yandan, 4842 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle ücretlerin vergilendirilmesinde sakatlık indirimi de 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir.(2005/9826 sayılı Kararın 3.maddesiyle değişen tutarlar)
Sakatlık indirimi (01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere) ;
-Birinci derece sakatlar için 530.-YTL,
-İkinci derece sakatlar için   265.-YTL
-Üçüncü derece sakatlar için 133.-YTL
G.V.K. Md:94’e göre ücretlerde vergi tevkifatı: hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104’üncü maddelere göre, % 15 Vergi tevkifatı yapılır.

G.V.K. Md:94’e göre ücretlerde tevkifat matrahı:
        G.V.K. Md:94’e göre; “vergi kesintisine tabi ücret”, diğer tevkifat tabi gelir unsurlarından farklı olarak, safi ücrettir. Diğer bir değişle, gayri safi ücrete  G.V.K. Md: 63,31’deki indirimler ile sakatlık indirimi uygulandıktan sonra kalan tutara  (yani matraha) G.V.K. Md.103’deki oranların uygulanmasıdır.

Verginin Ödenmesi:

Ücreti diğer ücret olarak saptanacak olan hizmet erbabının, vergisini şahsen ödemesi gerekir.

Verginin Ödenme Zamanı:

Diğer ücretlerin vergisi;
-Öteden beri işe devam edenlerde yıllık verginin yarısı takvim yılının ikinci, diğer yarısı sekizinci ayında.
-Takvim yılının birinci yarısında işe başlayanlarda yıllık verginin yarısı, verginin karneye yazıldığı ayda, diğer yarısı sekizinci ayında.
Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda verginin karneye yazıldığı ayda, ödenmesi gerekir.


SORU            : 
Belediye Meclis Üyesinin, Anadolu Hayat Emeklileri Hayat Sigortası primlerinin huzur hakkı olarak adına ödenen ücretinden indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

-Altındağ Belediye Başkanlığı belediye meclis üyeliği görevinden dolayı alınan huzur hakkının ücret olarak kabul edilmesi gerektiğinden, söz konusu ücret ödemesinin gayrisafi tutarından ödenen bireysel emeklilik katkı paylarının G.V.K.’nun 63’üncü maddesinde hüküm altına alınan şartlar dahilinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.


SORU           :
Serbest muhasebeci mali müşavir olarak faaliyet gösteren bir kişinin, 2004 yılında vermiş olduğu yıllık gelir vergisi beyannamesinde serbest meslek kazancı ile birlikte tarafına ödenen kayyımlık ücreti, bilirkişilik ücreti ve huzur hakkı ödemelerinden elde ettiği gelirlerini de beyan etmiş olduğundan, bilirkişi olarak elde ettiği gelirinin ücret olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.

-Bilirkişi ücretleri, kayyımlık ve huzur hakkı ödemelerinin ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekmektedir.
Öte yandan, bilirkişi ücretlerinin yanında çeşitli şirketlerden huzur hakkı ve kayyımlık geliri olmak üzere birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi nedeniyle, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamı 2004 yılı için belirlenen beyan sınırını aştığından serbest meslek kazancı dolayısıyla verilen 2004 yılı gelir vergisi beyannamesine ücret gelirinin tamamını dahil ettiği anlaşıldığından,
Tevkif suretiyle vergilendirilmiş ve tek işverenden alınan ücretler için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi söz konusu olmayıp, birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda ise, birinci işverenden alınan ücret serbestçe belirlenebileceğinden birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamı gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2004 yılı gelirleri için 14.000.-YTL’yi) aşması halinde, birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.
Ayrıca, 2005 yılı kayyımlık ve bilirkişilik ücret gelirlerinin beyanı konusunda ise, ilgili yıl için yürürlükte olan kanun hükümlerine göre işlem yapılacaktır.



SORU           :
Ortopedik ve spastik engellilere ait olan ve yurt dışından gümrüksüz ithal edilen ikinci el otomobillerin, özürlü vatandaşların talebi doğrultusunda vekaletle Türkiye’ye getirilmesinde şoför olarak bir oto galerisine bağlı olarak çalışıldığı belirtilerek, bu hizmet karşılığında elde edilen gelirin vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hk.

-Oto Galerisine bağlı olarak yapılan şoförlük hizmeti için ödevliye ödenen bedelin ücret olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi gereğince tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

-SSK primlerinin işveren hissesi ile işsizlik sigortası primlerinin işveren payı ödenmek koşuluyla işverenin gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilir.


            Örnek             :
            Ücret gelirini yıllık beyanname ile bildirmek zorunda olan Bay (A)’nın 2005 yılında elde ettiği ücret geliri,
Ücret                                                      50.000YTL
Ücretten kesilen sigorta primi             7.000YTL
İşsizlik s.primi                                           500YTL
Kızılay Dern. Yaptığı bağış                  3.000YTL
            -Kızılayın kamuya yararlı dernek olması nedeniyle yaptığı bağışın beyan edilen gelirin %5’i kadarını indirebilir. Bu durumda 50.000x%5= 2.500YTL

Ücret                                                             50.000YTL
SSK Primi                   7.000YTL
İş. Sig.                             500YTL
Bağış tutarı       +       2.500YTL
                                   10.000YTL
                                                                 -     10.000YTL
               GELİR VERGİSİ MATRAHI    40.000YTL


            ÖRNEK        :
            Brüt ücreti 1.000YTL olan hizmet erbabının gelir vergisi matrahı
Brüt ücret                                                                 1.000YTL
SSK Primi(%14)                       140YTL
İşsizlik Sig.Primi(%1)          +    10YTL
                                                    150YTL
                                                                                -     150YTL
                                                                                       850YTL

            ÖRNEK        :
Ücretlinin aylık brüt ücreti 2.000YTL , ücretlinin küçük çocukları için ödediği sağlık sigortası primlerinin yıllık tutarı 1.800YTL.

Ödenen sağ. Sig. Primi aylık tutarı  = 1.800/12=150YTL
İndirim konusu yapılacak 150YTL aylık asgari tutarı (488.70YTL) geçmesine rağmen, ücretlinin aylık ücretinin %5’i olan 100YTL’yi geçtiği için safi ücretin tespitinde ancak aylık 100YTL indirim konusu yapılabilir.
GVK-89/1 uyarınca