29 Kasım 2008 Cumartesi

ÜCRET KAZANÇLARI VERGİ REHBERİ

ÜCRET KAZANÇLARI VERGİ REHBERİ
2008
2-ÜCRETİN TANIMI
Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.(konut, araç sağlanması vb.) Gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde etmiş oldukları ücret gelirleri gelir vergisine tabidir. Ücret bedensel ya da zihinsel bir emek karşılığında işverenden elde edilen hasılatı ifade eder. Bu hasılat para şeklinde olabileceği gibi ayni (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, mali sorumluluk tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması bile ücretin niteliğini değiştirmez.
2.1 Aşağıda sayılan ödemeler ücret olarak vergilendirilir.
• Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personellerinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere kurulan sandıklardan ödenen ve en yüksek devlet memuruna ödenen tutarı aşmayan kısım istisna kapsamında olup bunların dışında kalan emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları,
• Daha önce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler,
• TBMM, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleri ile Özel kanunlarına veya İdari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzer diğer kişilere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
• Yönetim ve Denetim Kurulları başkanı ve üyeleriyle, tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
• Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler,
• Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler,

3-ÜCRETİN UNSURLARI
Gelir Vergisi açısından bir ödemenin ücret olarak mı yoksa başka bir gelir unsuru olarak mı vergilendirilmesi gerektiği aşağıda sayılan üç unsura göre tespit edilecektir. Bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret olacak, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmayacaktır.
Ücret gelirini meydana getiren 3 ana unsur :
• Bir işverene tabi olma; Herhangi bir ödemenin ücret olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan ilk unsur çalışanın işverene tabi olmasıdır. İşveren, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Çalışanın işverene bağlılığı fiili olabileceği gibi kanun, tüzük, yönetmelik veya sözleşmelerle de saptanmış olabilmektedir.
• Belli bir iş yerine bağlı olma; İş yeri ticari, sınai, zirai ve mesleki bir faaliyetin yürütülmesi için tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir. Bu yerlere bağlılık hukuki anlamda bir bağlılıktır. Hizmetin mutlaka fiilen işyerinde yapılması zorunlu değildir.
• Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması; Ödeme bir hizmet karşılığı değilse ücret sayılmasına imkan yoktur. Hizmet karşılığı olarak yapılan ödeme, nakit (haftalık, aylık vb.), ayın (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi ) veya para ile temsil edilebilen menfaatler ( konut, araç sağlanması gibi ) şeklinde olabilir.

4-ÜCRETİN TESPİT ŞEKLİ
Vergilendirme ve tespit şekli bakımından ücretler iki kısma ayrılmıştır.
• Gerçek ücretler
• Diğer ücretler
4.1 Gerçek Ücretler
Ücretin vergilendirilmesinde prensip olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi, gelirin gerçek ve safi miktarı üzerinden alınmaktadır.
4.1.2 Ücretin Safi Tutarının Tespiti
Ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) bazı indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır.

Bu indirimler şunlardır:
• Emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri,
• Sosyal güvenlik destekleme primi,
• OYAK ve benzeri kamu kurumlarınca yapılan yasal kesintiler,
• Şahıs sigorta primleri,
• Bireysel emeklilik katkı payları,
• Sendikalara ödenen aidatlar,
• Sakatlık indirimi
4.1.2.1 Emekli Aidatı ve Sosyal Sigorta Primleri:
Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesinde belirtilen bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personellerinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere kurulan sandıklara ödenen aidat ve primler ücretin gayrisafi tutarından indirilebilir.
Emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi, yasal olarak kabul edilmiş bulunan kurumlara, yasalarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin miktarına ve oranına bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmaktadır.
Aidat toptan ödenmiş ise, ödenen tutara ulaşıncaya dek bu miktarın ücretlerin vergiye tabi tutarından indirilmesi gerekmektedir.
Ücretlerin gerçek ve safi tutarının hesabında gider olarak indirilmek suretiyle vergi dışı bırakılmış olan aidat ve primlerini, türlü nedenlerle geri alan ve kendilerine toptan ödeme yapılanların, yeniden iştirakçi durumuna girmeleri nedeniyle ilgili kuruma peşin ya da borçlanma suretiyle iade ettikleri aidat ve primlerin tekrar gider olarak indirilmesi mümkün değildir.
4.1.2.2 Sosyal Güvenlik Destekleme Primi:
4447 sayılı kanuna göre 1/4’ü işçi tarafından 3/4’ü ise işverence karşılanan ve brüt ücret üzerinden %30 oranında hesaplanan işçiden kesilen sosyal güvenlik destekleme primi de ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.
4.1.2.3 Şahıs Sigorta Primleri ve Bireysel Emeklilik Katkı Payları:
Sigortanın ve emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, ücretin gerçek safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.
İndirim konusu yapılacak bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ödendiği ayda elde edilen ücretin % 10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin %5’ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
4.1.2.4 İşçi Sendikalarına Ödenen Aidatlar
İşçi sendikalarına ödenen aidatlar, aidatın ödendiğinin sendika tarafından verilecek bir makbuzla belgelendirilmesi kaydıyla, vergi matrahının tayininde gayrisafi ücret tutarından indirilebilecektir.
Sendika aidatı işverenler tarafından ücretlerden kesilmek suretiyle ödenmekte ise, bu şekilde ödenen aidatın ücret bordrosunda gösterilmesi durumunda, makbuz aranmaksızın, ücretin gayrisafi tutarından indirilmesi de mümkündür.
Diğer taraftan, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikasına üye olup, kendisinden sendika tarafından belirlenen tutar kadar kesilen sendika aidatının (Devlet tarafından ödenen 5 YTL dahil),ücretin safi tutarının tespitinde matrahtan indirim konusu yapılabilecektir.
4.1.2.5 Sakatlık İndirimi
Gelir Vergisi Kanununa göre çalışma gücünün asgari % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60 'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve elde ettikleri ücret gelirlerinden aşağıda belirtilen aylık sakatlık indirimi tutarları düşülür.
2007 Yılı için Sakatlık indirimi tutarları şunlardır:
- Birinci derece sakatlar için 570YTL,
- İkinci derece sakatlar için 280YTL,
- Üçüncü derece sakatlar için 140 YTL.
Ayrıca Gelir Vergisi Kanununa göre ücret gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden ve bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabı da sakatlık indiriminden yararlanabilecektir.

Ücretin gerçek ve safi tutarlarının tespitinde gelir vergisi gibi kişisel vergiler ve ücret dolayısıyla ödenen damga vergisi gibi ücretle ilgili vergiler, ücretin gayrisafi tutarından indirilemez.

4.1.3 Gerçek Usule Tabi Ücretlerin Vergilendirilmesi
Gerçek usule tabi ücretlerin vergilendirilmesi 2 şekilde yapılmaktadır.
• Ücretten işveren tarafından vergi kesintisi yapılması,
• Elde edilen ücretin yıllık beyanname ile beyan edilmesi,
4.1.3.1 Kesinti Esası Yoluyla Vergilendirme
İstihkakların ödenmesi sırasında sorumlular tarafından verginin kesilerek vergi dairelerine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek ücretlerin vergileri esas olarak bu yöntemle alınır.
4.1.3.2 Ücretin Yıllık Beyanname ile Beyan Edilmesi
2007 yılında elde ettikleri ücret gelirleri nedeniyle beyanname vermek zorunda olanlar aşağıda sayılmıştır.
• Birden fazla işverenden alınan ve kesinti yoluyla vergilendirilen ücretlerden, birinciden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamı 19.000 YTL’ yi (Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutar) aşan ücretler,
• Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı,
• İstisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri,
• Maliye Bakanlığı’nca yıllık beyanname ile bildirilmesi gerekli görülen ödemeler,
• Kesinti yoluyla vergilendirilmeyen yukarıda sayılanlar dışında kalan ücretler,
4.1.3.2.1 Birden Fazla İşverenden Alınan Ücretler
Birden fazla işverenden ücret alan ve birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı Gelir Vergisi Kanununda yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ( 2007 yılı için bu tutar 19.000 YTL’dir.) aşmayan mükelleflerin, tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretleri beyanname kapsamı dışında tutulmuştur. Bu durumda birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 19.000 YTL’yi aşması durumunda ücretlerin tamamı (ilk işverenden alınan ücrette dahil olmak üzere) yıllık beyannameye dahil edilecektir.
Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir. Kesintiye tabi tutulmamış ücret gelirleri (diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir.

ÖRNEK 1: Bay (A), üç ayrı işverenden ücret geliri elde etmekte olup, ücretlerin tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş bulunmaktadır.
Birinci işverenden alınan ücret 30.000-YTL
İkinci işverenden alınan ücret 15.000-YTL
Üçüncü işverenden alınan ücret 5.000-YTL
Örnekte yer alan ve birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, ikinci ve üçüncü işverenden alınan ücretler toplamı (15.000 YTL + 5000 YTL) 20.000 YTL , 19.000YTL’lik beyan sınırını aştığı için 50.000 YTL’lik ücret gelirinin tamamı beyan edilecektir.
ÖRNEK 2:
Gerçek usulde ticari kazanç sahibi Bayan (B)’nin ticari kazancının yanında tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş iki işverenden ücret geliri de bulunmaktadır.
Ticari Kazanç 25.000-YTL
Birinci işverenden alınan ücret 30.000-YTL
İkinci işverenden alınan ücret 15.000-YTL
Mükellef elde etmiş olduğu ticari kazancı nedeniyle mutlaka beyanname verecektir. Birinci işverenden alınan hariç, ikinci işverenden alınan ücret geliri ise 19.000 YTL’lik beyan sınırını aşmadığından ücret gelirleri beyannameye dahil edilmeyecektir.
4.1.3.2.2 Yabancı Bir Ülkedeki İşveren Tarafından Doğrudan Doğruya Ödenen Ücretler
Yabancı ülkelerde bulunan işverenlerden alınan ücretler (varsa Türkiye dahilindeki kazanç ve iratlarıyla birlikte) bir beyanname ile ikametgahının bulunduğu yerin vergi dairesine bildirilir ve vergilendirilir.
Yabancı ülkedeki işverenlerden alınan ücretin doğrudan doğruya orada alınması veya Türkiye’ye gönderilmesi veya bankaya yatırılması vergilendirme bakımından bir değişiklik göstermez.
Ancak kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler Gelir Vergisinden istisna tutulmuştur.
4.1.3.2.3 İstisnadan Faydalanmayan Yabancı Elçilik ve Konsolosluk Memur ve Hizmetlileri
Yabancı ülkelerin Türkiye’de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosları ile elçilik ve konsolosluklara mensup olan ve o ülkenin uyruğunda bulunan memurları dışında kalan memur ve hizmetlilerin yalnızca bu işlerden dolayı aldıkları ücretler, karşılıklı olmak koşuluyla, gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Karşılıklılık anlaşmasının uygulanmadığı durumlarda karşılık esasına uymayan ülkenin Türkiye’deki temsilciliğinde çalışan memurlar istisnadan yararlanamazlar. Bu durumda ücret sahipleri her yılın sonunda toplam ücretlerini yıllık gelir vergisi beyannamesiyle oturdukları mahallin vergi dairesine beyan edeceklerdir.
4.1.4 Yıllık Beyan Esasında Beyannamenin Verilme Zamanı ve Yeri
1 Ocak- 31 Aralık 2007 döneminde elde edilen beyana tabi ücret kazançlarının 2008 yılının Mart ayının başından (1 Mart – 25 Mart) yirmibeşinci günü akşamına kadar verilecek gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Beyanname mükellefin ikametgahının bulunduğu yer vergi dairesine verilecektir.
4.1.5 Hesaplanan Verginin Ödenme Zamanı ve Yeri
Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi, 2008 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir. Hesaplanan vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenebileceği gibi, vergi tahsiline yetkili banka şubelerine de ödenebilecektir.
4.1.6 Vergi Tarifesi
Gelir Vergisi Kanunu’nun 103’üncü maddesi uyarınca 2007 takvim yılı gelirlerine uygulanacak vergi tarifesi :
7.500 YTL'ye kadar % 15
19.000 YTL'nin 7.500 YTL'si için 1.125 YTL, fazlası % 20
43.000 YTL'nin 19.000 YTL'si için 3.425 YTL, fazlası % 27
43.000 YTL'den fazlasının 43.000 YTL'si için 9.905 YTL, fazlası % 35
4.2 Diğer Ücretler
Bir kısım hizmet erbabının gerçek ücret üzerinden vergilendirilmesi ücretin saptanmasındaki güçlük nedeniyle mümkün olmamaktadır. Buna göre aşağıda yazılı hizmet erbabının safi ücretleri, takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının 1/4’ü olarak tespit edilecektir.
- Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar,
- Özel hizmetlerde çalışan şoförler,
- Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri,
- Gayrimenkul sermaye iradı erbabı yanında çalışanlar,
- Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması nedeniyle, Danıştay'ın olumlu görüşüyle, Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanlar,
• Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

6-BEYANNAMENİN DOLDURULMASINA İLİŞKİN ÖRNEK
Çankaya Vergi Dairesinin 74136198811 vergi numaralı mükellefi Aysen Karaman’ın 2007 yılında elde ettiği gelirlerine ilişkin bilgileri aşağıdaki gibidir.
- (A) Özel Okulundan elde ettiği ücret kazancının yıllık tutarı : 24.000 YTL.
- (B) Özel Dershanesinden elde ettiği ücret kazancının yıllık tutarı : 21.000 YTL.
Mükellef, iki ayrı işverenden ücret geliri elde etmekte olup, ücretlerin tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunmaktadır. Mükellef toplam, 6.998 YTL kesinti yoluyla vergi, 6.750 YTL SSK primi ödemesinde bulunmuştur.
Mükellef ayrıca, kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ilişkin 3.500 YTL eğitim ve sağlık harcamasında, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı (X) İlköğretim Okuluna 1.000 YTL bağışta bulunmuştur.
Örnek Hakkında Açıklama:
Birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, ikinci işverenden alınan ücret toplamı Gelir Vergisi Kanununda yazılı vergi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan, 19.000 YTL’ lik beyan sınırını aştığı için birinci ve ikinci işverenden alınan toplam (21.000 YTL+24.000 YTL= 45.000 YTL) 45.000 YTL ücret gelirinin tamamı beyan edilecektir
Mükellef;
-Beyan ettiği gelirinin % 10'unu aşmaması, Türkiye'de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarını
-Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamını, indirim konusu yapabilecektir.
Buna göre; mükellef tarafından 2007 takvim yılında yapılan, 3.500 YTL eğitim ve sağlık harcaması ile (X) İlköğretim Okuluna yaptığı 1.000 YTL’lik bağışın tamamını gelir vergisi matrahından indirilebilecektir.
Mükellefin Beyanı aşağıdaki gibi olacaktır:
Ücret Kazancı 45.000 YTL.
SSK prim ödemesi 6.750 YTL.
Kalan (45.000 YTL-6750 YTL=) 38.250 YTL
Eğitim ve Sağlık Harcaması 3.500 YTL
Eğitim ve Sağlık tesislerine ilişkin Bağış ve Yardımlar 1.000 YTL
İndirimler toplamı (3.500+1.000=) 4.500 YTL
Vergiye Tabi Gelir (Matrah) (38.250-4.500 YTL) 33.750 YTL
Hesaplanan Gelir Vergisi 7.407,50 YTL
Mahsup Edilecek Gelir Vergisi 6.998 YTL
(tevkif yoluyla ödenen vergi)
Ödenecek Gelir Vergisi 409,50 YTL


DAR MÜKELLEFLER İÇİN KİRA GELİRİ REHBERİ
(Türkiye’de Yerleşmiş Olmayan Yabancı Ülke Vatandaşları ile
Yurtdışında Yerleşik Türk Vatandaşları)
2008

DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERCE ELDE EDİLEN KONUT KİRA GELİRLERİNİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ
Dar Mükellefler’in Elde Ettiği Kira Gelirlerinin Vergiye Tabi Olmasının Yasal Dayanağı
Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef olarak tanımlanmakta ve bunların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar vergiye tabi olmaktadır.
Bu anlamda dar mükelleften kasıt, ikametgahı Türkiye’de bulunmayan ve bir takvim yılı içinde devamlı olarak Türkiye’de altı aydan fazla oturmayanlardır.
Ayrıca, gayrimenkulün Türkiye’de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye’de kullanılması ve Türkiye’de değerlendirilmesi, kazanç ve iradın Türkiye’de elde edildiğini ifade etmektedir.

Kira Geliri Elde Eden Dar Mükellefler’in Vergi Mükellefiyeti
Vergi mükellefiyeti, Türkiye’de sahip olunan ve yukarıda belirtilen mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifa ve intifa hakkı sahipleri ile kiracıları tarafından işyeri, mesken ve benzeri şekillerde kullanılmak üzere kiraya verilmeleri sonucunda kira geliri elde etmeleri ile doğar.
Diğer bir deyişle söz konusu mal ve hakların, sahiplerinin yanısıra onu kullanan, elinde bulunduran, kullanma ve yararlanma hakkına sahip olan ve kiralayan kişiler tarafından işyeri, konut gibi amaçlarla kullanmak üzere kiraya verilmesi suretiyle gelir elde edilmesi mükellefiyet gerektirir.
Elde edilen bu kira gelirleri “gayrimenkul sermaye iradı” olarak adlandırılır ve vergiye tabi tutulur.

Kira Geliri Nedir?
GVK nun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların (arazi, bina, haklar vs.) kiraya verilmesinden dolayı elde edilen gelirler “gayrimenkul sermaye iradı” olarak belli koşullarda gelir vergisine tabi tutulurlar. Ancak söz konusu mal ve haklar ticari ve zirai bir işletmeye dahil ise bunların iratları ticari veya zirai kazancın tespitine yönelik hükümlere göre uygulanır.
Diğer taraftan yabancı bir mükellefin meskenini pansiyon veya apart hotel şeklinde işletmesi halinde, bu şahsın geliri ticari kazanç kapsamında değerlendirilecek olup, geliri elde eden mükellefin, ilgili kanunlarda belirtilen bildirim ve beyanname verme sürelerine dikkat ederek vergi dairesinde mükellefiyet kaydı açtırması ve beyanname vermesi gerekmektedir.
Bu mal ve hakların kiraya verilmesi suretiyle elde edilen kira gelirlerinin hangi hallerde ve nasıl vergilendirileceği konusu kanunun 70. maddesini takip eden maddelerde açıklanmıştır.

Kira Geliri Ne Zaman Elde Edilmiş Sayılacaktır?
Mükellefler tarafından bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedelleri o yılda elde edilmiş gelir kabul edilecektir.
Örneğin, 2004, 2005 ve 2006 yılları kira gelirleri topluca 2007 yılında tahsil edilirse; 2007 yılının geliri olarak dikkate alınacaktır.
Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kira bedelleri ise, ilgili yılın geliri olarak kabul edilecek ve ilgili yılarda beyan edilecektir.
Örneğin, 2007, 2008 ve 2009 yılları kira gelirleri topluca 2007 yılında tahsil edilirse; her yıla ait kira bedeli ilgili yılda beyan edilecektir.
Döviz cinsinden kiraya verme işlemlerinde tahsilatın yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak gayri safi hasılat belirlenir. Borsada rayici yoksa Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen kur üzerinden Yeni Türk Lirası’na çevrilir.
Kiranın ayni olarak alınması halinde ise, tahsil edilen kiralar Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.

Dar Mükellef Gerçek Kişiler Hangi Durumda Kira Gelirlerini Beyan Edeceklerdir?
Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilirler.
Bu kapsamda vergilendirilen mükelleflerden, Türkiye’de elde ettiği beyana tabi geliri, sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olanlar, bir takvim yılı içinde elde ettiği konut kira geliri istisna tutarını aşması halinde kira geliri beyannamesi vereceklerdir.

Kira Geliri Beyannamesi Verilme Zamanı ve Yeri
Bir takvim yılı içerisinde elde edilen kira gelirleri; bir sonraki yılın Mart ayının 25 inci günü akşamına kadar konutun bulunduğu yerin vergi dairesine verilecektir.

Kira Gelirlerinde İstisna ve İstisnadan Yararlanma Şartları
Binaların mesken olarak kiraya verilmesi sonucu bir takvim yılı içerisinde elde edilen hasılatın kanunda belirtilen kısmı gelir vergisinden müstesnadır. Bu istisna sınırı 2007 yılı için 2.300 YTL dir.
Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler:
1- İstisna haddi üzerinde hasılat elde edip beyan etmemeleri veya eksik beyan etmeleri halinde, ve
2- Türkiye’de ticari, zirai veya mesleki kazanç elde edip bu kazançlarını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olmaları halinde bu istisnadan faydalanamazlar.

Emsal Kira Bedeli Esası
Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin %5’idir.
Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve hakların maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin %10’udur.

Emsal Kira Bedeli Esasının Uygulanmayacağı Haller
1. Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadiyle bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,
2. Binaların mal sahiplerinin usul (üst soy), füru (alt soy) veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi usul, füru ve kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.),
3. Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmesi,
4. Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca kiralanması, hallerinde emsal kira bedeli uygulanmaz.

Emsal Kira Bedeli Esasının Uygulanacağı Haller
Kira bedelinin hiç olmaması veya düşük olması halinde, “emsal kira bedeli” esas alınır. Buna göre;
- Kiraya verilen gayrimenkulün kira bedelinin emsal kira bedelinden düşük olması,
- Gayrimenkulün bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması,
hallerinde emsal kira bedeli uygulanacaktır.

Emsal Kira Bedelinin Hesaplanması
Kiraya verilen bina ve arazilerde emsal kira bedeli, yetkili özel makamlarca veya mahkemelerce saptanmış olan kira bedelidir.
Böyle bir makam yoksa, o bina ya da arazi için kira takdiri veya tespiti yapılmamışsa; emsal kira bedeli, emlak vergisi değerinin %5’idir.
Örneğin; yabancı uyruklu bir kimse, emlak vergisi değeri 100.000 YTL olan bir konutunu arkadaşına kirasız (bedelsiz) olarak vermişse; kira geliri elde etmediği halde, emsal kira bedeli olarak en az (100.000 x %5) = 5.000 YTL kira geliri beyan edecektir.

Verginin Ödeme Zamanı ve Yeri
Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere 2 eşit taksitte ödenir.
Hesaplanan vergi, vergi dairelerine veya vergi tahsiline yetkili banka şubelerine ödenebilir.



Kira Geliri Elde Edildiği Halde Beyanname Verilmemesinin veya Eksik Beyan Edilmesinin Sonuçları
Konutlardan elde edilen kira gelirleri beyan edilmez veya eksik beyan edilirse, kanunda öngörülen istisnadan yararlanılamaz.
Beyan edilmesi gereken kira gelirinin bildirilmemesi halinde, mükellef adına “iki kat I. derece usulsüzlük cezası” kesilir ve gelir takdir komisyonunca takdir edilir.
Takdir edilen gelir üzerinden, gelir vergisi ile vergi cezası hesaplanır. Ayrıca gecikilen her ay için gecikme faizi talep edilir.
Bu şekilde tahakkuk eden vergi, ceza ve gecikme faizinin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi zorunludur.
Ödenmediği takdirde, vergi dairesince ayrıca her ay için (ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilmek üzere) ayrı ayrı gecikme zammı hesaplanmak suretiyle cebren tahsil yoluna gidilir.
Geçmiş takvim yıllarına ait kira gelirlerini ilgili beyan döneminde hiç beyan etmeyen veya eksik beyan eden kira geliri sahibinin bu gelirlerini, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan “Pişmanlık ve Islah” hükümlerinden yararlanarak beyan etmeleri mümkündür. Kira gelirlerini pişmanlık yoluyla beyan eden mükellefler istisnadan yararlanacak ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi cezaları kesilmeyecektir. Bu mükellefler hakkında sadece pişmanlık zammı uygulanacaktır.

Kira Gelirinden İndirilebilecek Giderler
Gayrimenkul sermaye iradında safi iradın saptanması için, kira gelirlerinden indirilecek giderler konusunda seçilebilecek iki yöntem vardır;
- Gerçek Gider Yöntemi
- Götürü Gider Yöntemi
Götürü veya gerçek gider yönteminin seçimi, taşınmaz malların tamamı için yapılır. Bunlardan bir kısmı için gerçek gider diğer kısmı için götürü gider yöntemi seçilemez.

Gerçek Gider Yönteminin Seçilmesi Halinde İndirilecek Giderler
1- Kiraya veren tarafından, kiraya verilen gayrimenkul için ödenen; aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri,
2- Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün önemi ile mütenasip olan idare giderleri,
3- Kiraya verilen mal ve haklara ilişkin sigorta giderleri,
4- Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin %5’i (iktisap bedelinin %5’i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanacak, indirilmeyen kısım gider fazlalığı sayılmayacaktır. 2001 yılından önce iktisap edilen konutlar için indirimden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.)
5- Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen emlak vergisi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya veren tarafından belediyelere ödenen harcamalara katılma payları,
6- Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar,
7- Kiraya veren tarafından, kiraya verilen gayrimenkul için yapılan onarım giderleri,
8- Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri,
9- Kiraladıkları mal ve hakları tekrar kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler,
10- Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kirayla oturdukları konutun kira bedeli (dar mükelleflerin yabancı ülkelerde ödedikleri kira bedelleri hariç),
11- Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözleşmeye, kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar, brüt kira bedelinden indirilir.
Ancak bu giderlerin vergiden istisna edilen tutara isabet eden kısmı indirilemez. Vergiye tabi hasılata isabet eden yani indirilebilecek gider kısmı aşağıdaki formül kullanılarak bulunacaktır.
Vergiye Tabi Hasılat x Toplam Gider / Toplam Hasılat
Ayrıca, Gerçek Gider yöntemini seçen mükelleflerin, yaptıkları giderlerle ilgili vesikaları 5 yıl süresince saklamaları ve vergi dairesince istenildiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir.

Götürü Gider Yönteminin Seçilmesi Halinde Gider İndirimi
Götürü Gider yöntemini seçen mükellefler (hakları kiraya verenler hariç), kira gelirlerinden istisna tutarını düştükten sonra kalan tutarın %25’i oranındaki götürü gideri gerçek giderlere karşılık olmak üzere indirebilirler.
Ancak bu usulü seçen mükellefler iki yıl geçmedikçe gerçek gider yöntemine dönemezler.

Kira Gelirlerine İstisna Nasıl Uygulanır?
Bir konuta birden fazla kişinin ortak olması halinde, bu konuttan elde edilen kira gelirlerinin vergilendirilmesinde, her bir ortak için 2.300 YTL lik istisna ayrı ayrı uygulanacaktır.
Mirasın paylaşılmamış olması halinde de her bir mirasçı istisnadan ayrı ayrı yararlanacaktır.
Bir mükellefin birden fazla konuttan kira geliri elde etmesi halinde istisna, kira gelirleri toplamına bir defa uygulanacaktır.

ÖRNEKLER:
Örnek-1
Bir Alman vatandaşı, Fethiye’de bulunan villasını konut olarak kiraya vermiş ve 2007 takvim yılında 10.000 Avro kira geliri elde etmiştir.
Beyana tabi başka geliri bulunmayan mükellef, Götürü Gider yöntemini seçmiştir. Tahsilatın yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası Avro alış kuru 1,81 YTL kabul edilmiştir.
Mükellefin kira gelirine ilişkin gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır;

Gayrisafi İrat Toplamı (10.000 Avro x 1,81 YTL) : 18.100 YTL
Vergiden İstisna Tutar : 2.300 YTL
Kalan (18.100 – 2.300) : 15.800 YTL
%25 Götürü Gider (15.800 x %25) : 3.950 YTL
Vergiye Tabi Gelir (15.800 – 3.950) : 11.850 YTL
Hesaplanan Gelir Vergisi(*) : 1.995 YTL
Ödenecek Gelir Vergisi : 1.995 YTL olarak bulunur.
Örnek-2
Oliver Wahniger, Alanya’da bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2007 yılında 15.000 Avro kira geliri elde etmiştir. Tahsilatın yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası Avro alış kuru 1,80 YTL kabul edilmiştir.
Beyana tabi başka geliri olmayan mükellef, Gerçek Gider yöntemini seçmiş olup, bu konut ile ilgili gerçek giderleri toplamı 3.000 Avro dur. Bu gider veya giderlerin yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası Avro alış kuru 1,80 YTL kabul edilmiştir.
(Gerçek Gider usulünü seçen mükellefler, vergiden istisna edilen kısma isabet eden giderleri hasılatlarından gider olarak indiremeyecekler, sadece vergiye tabi hasılata isabet eden giderleri indirebileceklerdir. Bunun için toplam gider tutarından vergiye tabi hasılata isabet eden kısmının hesaplanması gerekir. Vergiye tabi hasılata isabet eden gider aşağıdaki formüle göre hesaplanacaktır.)

Vergiye Tabi Hasılat x Toplam Gider /Toplam Hasılat


(27.000 YTL- 2.300 YTL) x 5.400 YTL /27.000 YTL
= 4.940 YTL
Mükellefin kira gelirine ilişkin gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır;
Gayrisafi İrat Toplamı (15.000 x 1,80) : 27.000 YTL
Vergiden İstisna Tutar : 2.300 YTL
Kalan (27.000 – 2.300) : 24.700 YTL
İndirilebilecek Gerçek Gider Tutarı : 4.940 YTL
Vergiye Tabi Gelir (24.700 – 4.940) : 19.760 YTL
Hesaplanan Gelir Vergisi(*) : 3.630,20 YTL
Ödenecek Gelir Vergisi : 3.630,20 YTL
(*) Hesaplanan gelir vergisi, vergiye tabi gelire (matraha) 2007 takvim yılı gelirleri için uygulanacak vergi tarifesinde yer alan oranların uygulanması ile bulunacaktır.